2 Kasım 2016 Çarşamba

İzmir Efes Antik Kentinde Gezilebilecek Diğer Alanlar

İzmir Efes Antik Kentinde Gezilebilecek Diğer Alanlar



Artemis Tapınağı: Yine sözümüz mermerden geçecek. Dünyanın 7 Harikası’ndan biri olan tapınağın tamamı mermerden inşa edilmiş olup, antik çağın mermerden inşa edilen ilk tapınağı olma özelliğini kazanmıştır. Yapımının başlangıcının M.Ö. 7.yy lara dayandığı bilinmektedir. M.Ö. 550 yıllarında yapımı tamamlanmıştır.  Tapınak, Bereket Tanrıçası Artemis’e atfedilerek Lidya kralı Croesus tarafından yaptırılmıştır. Diana Tapınağı olarakta bilinmektedir. Efesli Artemis’in, Efesya, bir Anadolu tanrıçası olarak Kibele Kültüne ait olduğu sanılır.  Yunan bir mimar tarafından tasarlanarak, dönemin en büyük ve önde gelen heykeltıraşları tarafından oluşturulmuştur. Yapı usta heykeltıraşların elinden çıkan bronz heykellerle süslendirilmiştir. Her biri 18 metre yükseklikte olan 127 kolondan oluşacak şekilde tasarlanan tapınak tam manasıyla harika bir görünüm sağlamaktaydı. Zamanında görsel manada bir doygunluk sağladığı bilinen tapınak bugün çoğunlukla tahrip olmuş durumdadır. Yalnızca temel kalıntıları kalmış olan tapınak, araştırmacı J.T.Wood tarafından keşfedildikten sonra bazı eser kalıntıları British Museum’a götürülmüştür. Diğer Artemis (Ana Tanrıça) Tapınakları gibi bu tapınağında ön cephesi batı yönüne bakar. Tapınak esasen hem pazaryeri, hem de bir dini müessese olarak kullanılıyormuş.


Artemis Tapınağı

Tapınağın bugünlere ulaşamaması hazin olsa da nedenini söylemekte fayda vardır. Tapınak M.Ö. 356’da Herostratus adında bir Yunanlı tarafından yakılarak kendi adının ölümsüzlüğünü isteyerek muhteşem bir yapının büyük kısmının yok olmasına neden olmuştur.  Aynı gece ise yıllarda ünü nice yerlere ulaşacak olan Büyük İskender dünyaya gelmiştir. Anadolu’yu fethettiği zaman Büyük İskender Artemis Tapınağı’nın yeniden yapılması için yardım teklif etmiş olsa da teklifi ilgili makamlarca reddedilmiş. Bizlere de tahmini çizimleri ve İstanbul’da ki minyatür tasviri kalmıştır.  Tapınak alanında ise günümüze ulaşan yalnızca birkaç mermer blok kalıntısıdır.




Meryem Ana Evi ve Kilisesi: İzmir- Selçuk’ ta bulunan Bülbüldağı’nda Meryem’in oğlu Hz. İsa’nın ölümünden sonra son yıllarını burada St. Jean ile birlikte geçirdiğine inanılan kilisedir. Kilise Efes’e 6 km. uzaklıkta yer almaktadır. Kilisenin bulunduğu alana tırmanırken Efes’in eşsiz ve antik güzelliği gözler önünde sergilenmektedir. Giriş ücretleri Selçuk Belediyesi’ne ait olup, yerli turistler için 5TL, yabancı turistler için ise 20TL olarak belirlenmiştir.

Meryem Ana Evi

Meryem’in mezarının burada olduğu bazı kimselerce inanılmaktadır. Papa 23. Johannes tarafından hac mekanı olarak ilan edilmiştir. Hıristiyanlar için hac yeri olan kilise yılda binlerce Hristiyan inanç insanını kendine çekmektedir.  Aynı zamanda İslamiyet içinde önemli olan Hz.İsa ve annesi Meryem içinde Müslümanlarca ziyaret edilmektedir. Kilisenin yanında bulunan şapel papalar tarafından ziyaret edilmiştir. Kiliseye bağış yapmak isteyenler burada bağışlarını gerçekleştiriyorlar, ibadetlerini yaparak ruhsal bir yolculuğa çıkıyorlar. İsteyen kişiler mum alarak şapelin çıkışında yer alan bölümde dualar ederek mistik yolculuklarına iç ve dış mekanlarda devam ederler. Şapel yakınında mumların dikildiği alanın karşısında ise nispeten küçük şekilde Meryem’in heykeli ve O’na övgü duası yazılmış metinler mevcut. Kilise’nin mistik ortamında evlenmek isteyenler için bir alan bulunmaktadır. Az ilerinde duvarda taşlara oyulan alanlara yerleştirilmiş olan üç çeşme beliriyor. Meryem Ana Kaynak Suyu olarak tanımlanan çeşmelerden gelen turistlerin şişelerine su doldurup şifa bulmayı diliyorlar. Çeşmelerin duvar hizasında ise Dilek Duvarı uzanmakta, buraya gelenler dileklerini peçete, kağıtlara yazarak asmakta ve dualar etmektedirler.



Yedi Uyuyanlar(Ashab-ı Kehf): Bizans döneminde yaşayan 7 gencin adı, İslam kaynaklarında Ashab-ı Kehf yani Mağara Arkadaşları olarak geçerler. Bizans döneminde görebilecekleri zulümlerden kaçarak bir mağaraya gelirler. Mağaralar Panayır Dağlarında bulunur. Yapılan kazılar neticesinde mağaranın üzerinde yine mağarada ki gibi derin sessizliğe bürünmüş bir kilise mevcuttur.


Yedi Uyuyanlar

Başta altı kişi olan gençler yolda karşılaştıkları bir çobanında kendilerine katılmaları ile yedi kişi olurlar. Bilinen bir diğer bilgi ise çobanın Allah tarafından konuşma özelliği bahşedilen Kıtmir isimli köpeğidir. Köpek onlar için yol gösterici bir taşımakta ve onların güvenli şekilde mağaraya ulaşmalarını sağlamıştır. Kaçtıklarını öğrenen imparator onları saklandıkları mağarada buldurur ve mağaranın girişlerinin kapatılması emreder. Ve gençler 300 yıl süren derin bir uykuya dalmışlardır. Hikayeye göre uyandıklarında yalnızca 1gün uyuduklarını sanacaklardır. Ancak içlerinden birinin beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için şehire dönmesiyle aradan neredeyse yarım asır geçtiğini anlayacaklar ve hikayeleri dilden dile yayılacaktır. Yedi Uyurlar mağara alanında taş evler, taş lahitleri su kemerleri, mezar alanları, bir kilise bulunmaktadır.



İsabey Cami: Ayasuluk Tepesinde Antik Efes’in zirvesine konumlanmış cami muhteşem avlusu ve yer ile görülmeye değecek diğer mekanlardandır. Artemis Tapınağı ile St.Jean Kilisesi arasında yer alan camii Aydınoğulları İsa Bey tarafından 1375 yılında yaptırılmıştır.  Camide İsa Bey’in büstü de yer alır. Artemis Tapınağı ile Saint Jean Kilisesi arasında yer alan cami Türk-İslam mimarisi açısından oldukça önemli ve dikkat çekici güzelliktedir. Çinilerle süslü hoş bir mekan oluşturan cami 19yy. da kervansaray olarakta kullanılmıştır. İlk revaklı avlu özelliği ile de bilinen caminin avludaki sütunları günümüze dek ulaşmıştır.


İsabey Camii


İsabey Hamamı : Hamam İsa Bey Camisi ile birlikte Ayasuluk Tepesinde yapılmıştır.  Klasik Türk hamamı özelliklerini taşıyarak soğukluk, ılıklık, sıcaklık alanları bulunmakadır. Bugün ziyaret edilecek durumda olan hamam kubbeli çatılarıyla görsel bir bütünlük sağlar.

İsabey Hamamı

St.Jean Bazilikası: Hz. İsa’nın 12 havarisinden biridir St. Jean yani Aziz Yuhanna. Ölümünden sonra Ayasuluk Tepesine gömülen azizin mezarı üzerine 4. Yy da bir kilise inşa ettirilir. Dönemin mimarisini başarıyla yansıtan bu görsel mekan aynı zaman da Hristiyan inancı içinde kutsal sayılmaktadır. Yapıldığı dönemde çok çarpıcı ve büyük mekan olarak görülen yapı dönem insanları hayrete düşürecek mimariye sahipti. Hz. İsa annesini çarmıha gerilmeden önce havarisi St. Jean’a emanet etmiştir. St. Jean Hz. İsa’nın çarmıha gerilişinden sonra İsa’nın annesi Meryem’i Kudüs’ten kaçırarak buraya getirmiştir. St.Jean’la burada bulunan Meryem’in 101 yaşına dek burada kaldığı ve yine burada öldüğü, kimsenin bilmediği bir yere St.Jean tarafından gömüldüğüne inanılır. Bu önemi nedeni ile papalık tarafından kutsal mekan ilan edilen yer haç planlı olarak, altı kubbeli şekilde tasarlanmıştır. Burada 15 Ağustos sonra ilk Pazar günü ayin yapmaya gelenler hacı olurlar. Bu yapıda bir hazine odası ve vaftizhane de bulunmaktadır.

St. Jean Bazilikası


St. Jean Kalesi:  Efes’te ki en büyük kiliselerden olan St.Jean Kilisesi’nin kuzeyinde Ayasuluk Tepesinde en yüksek yerde bulunur. Bu tepede kalenin bulunduğu alanın ilk yerleşim yeri olduğu kanıtlanmıştır. Bugün tepede görülen surlar Bizans, Aydınoğulları ve Osmanlı dönemlerine aittir. Taş ve tuğlalarla örülmüş kale ilk şehir yerleşmesini koruyacak niteliklere sahipti. İç kalenin girişi doğu ve batı kısımlardaki kapılardan sağlanırdı. Bu kapılar doğruca dışarıya açılır. Kale içerisinde bugün St.Jean Kilisesi olarak bildiğimiz bir kilise kalıntısı ve hemen yanında kale hamamı olarak nitelenen kilise devamlılığını sağlayan bir hamam ve cami bulunur. İçerideki bu kilise Aydınoğulları döneminde bir kısım eklemeler yapılarak sarnıç haline getirilmiş ve bu amaçla kullanılmaya da başlanmıştır.

St. Jean Kalesi

Ayasuluk Tepesi: İzmir’in Selçuk ilçesinde bulunan bir höyüktür. Şehir insanları M.S. 7.yy dan sonra bu tepeye taşınmıştır.  Tepe’nin restorasyon çalışmaları halen devam etmektedir. Üzerinde bir iç kale bulunan tepede kilise, hamam, cami kalıntıları bir arada bulunur. Kale kökü, taş yollar, merdiven gün yüzüne çıkarılan eserlerdendir.  Kale surları halen ayakta durup, surların, kale kapılarını restorasyon çalışmaları eski devirlere kadar dayanır. Efeslilerin ve Türklerin bir arada yaşadığı bu muazzam antik alan güzel bir açık hava müzesi niteliği taşır. Buradaki kazılar günümüzde Pamukkale Üniversitesi ve Selçuk Belediyesi katkıları ile sürdürülmektedir.

Ayasuluk Tepesi

Su Kemerleri: Su medeniyetlerin doğması ve gelişmesinde en önemli katkıları sağlar. Ticarei gelişimini de yine sudan ve limanından sağlayan bu kenti su bakımından doygun hale getirmekte oldukça önemlidir. Döneminin ve çevre kentlerinin nüfusu düşünüldüğünde bu su ihtiyacı Efes’te daha ön planda olan bir durum haline gelmiştir. Su kemerleri antik kentte daha çok Bizans dönemine aittir. Ayasuluk Tepesine doğu yönden gelen Bizans Su Yolu kalıntıları rahatça görülebilir. Restore edilen kemerler Selçuk’ta leyleklerin barınma ve üreme mekanları haline gelmiştir. Önemli bir su kemeri de Agustus Döneminde yapılan Pollio Su Kemeri’dir. Bazı İon dönemi kemer kalıntıları Selçuk Efes Müzesinde Büyük Avlu Bölümü’nde sergilenmektedir. Antik kentte görülebilecek diğer su kemerleri ise şu şekilde sıralanabilir; Aristion Su Kemeri, Değirmendere Su Kemeri (Selçuk-Kuşadası arasında), Şirince Su Kemeri, Sultaniye Su Kemeri, Lysimaksos Su Kemeri.


Şirince Köyü:  Köy Selçuk’a 7 km uzaklıkta, Efes Antik Kente 12 km uzaklıkta, korunaklı bir doğa harikası olarak yaşamaya devam eder. Maya takvimine göre 2012 de kopacağı düşünülen kıyametin buraya uğramayacağı inancıyla bu dönemde oldukça turist çeke doğal bir cennettir. Konaklama imkanı gelişmiş olan bu güzel köyü ilk fırsatta görmenizi isteriz. Görsel kültürel hazlarla dolu bu mekan balayı çiftleri içinde keyifli bir seyahate neden olacaktır. Doğa yürüyüşler, çeşitli kültürel aktiviteleri gerçekleştirebileceğiniz imkanlar bir aradadır. Köyde meşhur olan bir diğer özellikte Şirince şaraplarıdır. Burada şarapların nasıl üretildiğine yakından bakabilir ve ikramların tadını çıkarabilirsiniz. Aynı zamanda Selçuk’a 15 dakika uzaklıkta olan Çamlık Buharlı Tren Müzesi’ne sahiptir. Burada sergilenenleri görmek, doğasını ve havasını solumak sizlere de iyi gelecektir. Yöresel lezzetler, yöre halkının emektar ellerinden çıkmış eserler, yemyeşil alanları, bağ ve bahçeleri, evlerin mimari dokusu, yollarındaki taşlarla bile gerçekten de kıyametin uğramamasını isteyeceğiniz bir mekan…


Şirince Köyü

Sütni Mağarası: Selçuk’tan giderken Şirince Köyü yolu üzerinde sarp vadi yamacındaki kayalıklarda yer alan ve meraklılarını bekleyen mağara girişte iki odacıktan oluşur. Duvarları çeşitli fresklerle bezeli olup ilk olarak 1977 yılında yapılan bir çalışma ile keşfedilmiştir. Mağaraya tamamen adım atılması ise 1982 yılındadır. Bu yılda mağarada birde kaya mezarları bulunmuştur. Uzun yıllar kullanılan mağara farklı inanışları da zaman içerisinde beraberinde getirmiştir.  İlçenin önemli bir mağaraları içerisinde sayılan mağaranın iç kısımlarında sarkıt ve dikitler mevcuttur. Bu sarkıt ve dikitlerden akan beyaz suyun faydalı olduğu, doğumdan sonra sütü gelmeyen anneler içi şifalı olduğuna inanılır. Bu şifa kaynağına ulaşamayanlar içinse buradan alınan mermerler kadınların göğüslerine sürülerek dertlerine çare olması beklenmektedir.



Kuş Gözlem Alanı: Küçük Menderes’in Pamucak kıyılarında denize döküldüğü kısımda oluşan bataklık içerisinde otuz, kırk çeşitte kuş türü ve memeli hayvan yaşamaktadır. Göçmen kuşlar için daha çok konaklama ve barınma amacı ile kullanılır.  Kuş türleri arasında çeşitli ördek türleri, pelikan, dalgıç, çulluk, kınalı keklikler bulunur. Sahanın tamamı 1.Derece doğal sit alanıdır. 2006 yılında bakanlı tarafından Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olarak tescil edilmiştir. Burada yabani hayvanlardan çakallar, yabani domuz gibi türler belirgindir.




Belevi Mozalesi: Belevi beldesinde bulunan anıt Halikarnas Mozalesi’nin ardından Anadolu’nun en büyük ve en yüksek mezar anıtıdır. Selçuk’ 13 km uzaklıkta bulunur. Anıtın toplan yüksekliği 23metredir. Helenistik Dönem de yapıldığı bilinir. M.Ö. 246 yılında Efes’te öle Kral Antiokhos’ un mezarı olduğu sanılmaktadır. İçerisinde bir odadan çıkarılan lahit Selçuk Efes Müzesi’nde sergilenmektedir.


Belevi Mozalesi

1 yorum: